Bozcaada Dedikleri



Ps: Yazmaya başlamadan önce mini mini bir ricam olacak sizden. Emek hırsızlığı, fikir (ç)alıntısı yapmamanız. Aklımdan çıkıp, elimden dökülen her dizeye saygım var sizinde olsun. Her fotoğraf özenle çekilmiş, her yazı tecrübeyle sabitlenip yazılmıştır. Şimdiden hassasiyetinize teşekkür eder yazımı yazmama başlayabilirim.




BİR KÜÇÜK BOZCAADA MESELESİ


Bozcaada kalbim sende kaldı. 
Neden bu kadar güzelsin.
En fazla merak ettiğim adalardan olan Bozcaada’ya 3 günlük çift olarak dostlarımızla tatil kaçamağına gittik. Bu kadar güzel olacağını tahmin etmemiştim açıkçası. Adanın her yeri doğallığını kaybetmemiş. Restaurantları ise İstanbul’dan sıkılan insanların güzelliklerini katarak tasarladıkları mekanlarla çevrili…




Bozcaada'ya Nasıl Gidilir?


Öncelikle adaya nasıl gideceğinizden bahsetmek istiyorum. İstanbul’dan Çanakkale-Geyikli otobüsleri ile sizi 7 saatlik bir yoluculuk bekliyor. Fakat bizim gibi Tekirdağ tarafında oturuyorsanız işiniz epey kolay. Çanakkale - Geyikli’den indikten sonrada adaya feribot ile 15 dakikada geçiyorsunuz. Tekirdağ üzeri 4 saat sürüyor totalde. Gidişte aldığınız bilet dönüşünüzde de yeterli oluyor hatta sizden dönüşte bilet bile istemiyorlar, ücretsiz geçiyorsunuz.

* Feribot Fiyatı sivil : 6 TL
* Feribot 4-8 kişilik araç : 70 TL (Her iki feribotta araçlıdır.)


Adaya adımınızı attığınız gibi göreceğiniz ilk manzara Kale ve rıhtımı. Ada küçük olduğundan her yer yürüme mesafesinde sadece denize girmek isterseniz. Onlar adadan uzakta kalıyor. Minibüs yada özel araçla gidebilirsiniz. En çok tercih edilen plajları; Ayazma, Habbele, Beylik, Mitos ve Sulubahçe. Bizim de merak ettiğimiz plajlar arasındaydı. 3 gün içinde de hepsini ziyaret ettik. En popüler plajı Ayazma gittiğinizde göreceksiniz oldukça fazla insan bu plajı tercih ediyor. Ama girdiğiniz an zatürre geçirme olasılığınız yüksek. Oldukça soğuk bir su. Bozcaada’da plajlarına giriş ücreti almıyorlar ama şezlong ve şemsiye isterseniz onları günlük kiralıya biliyorsunuz fiyatı 10TL. Diğer iki plajı ayazmaya göre çok fazla sakin boylu boyunca kumsalda sizden başka tek tük insan göreceksiniz. Bu plajlarda da tercihe göre küçük alanlara beach bölümleri var. Şezlong severlere duyurulur.

Biz kumun sıcaklığını hissetmek istedik ve hiç şezlong kiralamadık. Size de tavsiyem kiralamamanız. Denizi, Çanakkale boğazı akan sulardan olduğu için girmesi zor ama alıştığınızda keyif verici.
Bozcaada’nın merkezi, küçük olduğundan girdiğiniz sokağın çıkışı illa sizi ada meydanına çıkarıyor. Sokaklarında korkmadan kaybolabilirsiniz adanın meşhur ürünleri reçel, balık ve şarap. Her mekan el yapımı yapıyor. Güvenle yiyip içebilirsiniz. Ve söylemeden edemeyeceğim hiç bir yerde kaybolmak bu kadar eğlenceli ve huzurlu olamaz. 


Bozcaada'da ne, nerede  yenir?

Kahvaltı keyfi:
MAYA RESTAURANT ve BAĞ EVLERİ
Üç günlük tatilimizin üç gününü de dışarıda kahvaltı etmeyi tercih ettik. İlk günkü tercihimiz; Maya Resturant’ın kahvaltısı. Adanın merkezine uzak bir bağ evi olan Maya, Bozcaada da saklı bir cennet. Mekana  restaurant tanımını yapmak bana pek doğru gelmiyor. Sahiplerinin neticede evi.
Yaşadıkları alanı, adayı merak eden insanlara açmışlar. Sadece kahvaltı vermiyorlar akşam yemeği için balık ve et tercihleriyle de en merak edilen mekanlar arasında Şef Selçuk Aykan et ve balıkları ızgarada hazırlıyor. Kahvaltısı içinde özel ev yapımı reçelleri, farklı stillerde kırılmış yumurtası, harika peynirleri ve ev yapımı börek ve ekmekleri enfes! Adada en uzun kahvaltıyı burada yaptık diyebilirim. Bahçe o kadar keyifli ki kalkmak istemiyor insan. Hayvan sever mekan sahipleri lezzetlerinin yanı sıra hoşsohbetlilerde bahçe içinde kediler ve köpeklerle karşılaşmanızda mümkün giderseniz Peri’yi benim içinde sevin. Kahvaltının fiyatı 35TL. Kesinlikle rezervasyonla gidin. Zira yer bulmanız imkansız gibi gözüküyor. 



RENGİGÜL KONUKEVİ:
İkinci gün tercihimiz adanın en çok tercih edilen mekanı, Rengigül konuk evi. Aslında "Bir Küçük Eylül Meselesi" filmine benim gibi bayılan izleyicilere çok çok aşina gelecek bir işletme burası. Özcan Hanım’ın kitch mekanına bayılacaksınız. Meleklerle süslü mekanın arka bahçesinde misafirlerini ağırlıyor. O kadar fazla çeşit var ki kahvaltıdan sonra acıkmayacağınızı garanti ederim. Rengigül’ün en meşhur lezzeti birbirinden farklı reçelleri biber, gelincik, karpuz, kabak, patlıcan ve erik.  Aklınıza gelmeyecek her şeyin reçeli Bozcaada halkı tarafından yapılıyor. Benim favorim kesinlikle karpuz, domates ve gelincik kesinlikle denemelisiniz.
Rengigül’de kahvaltı edeceklere tavsiyem büyük ortak masaya oturmanız en azından yeni insanlarla sohbet ederek kahvaltı etmiş olur onların deneyimlerini siz de yaşarsınız. Kahvaltının fiyatı kişi başı 40TL. Ve elbette rezervasyonlu gidin. Görselleri eklemeye devam ediyorum emin olun ki bu kadar çekebildim aslı kat kat güzeldi. 




Bozcada’da yapacağınız en güzel etkinlik sanırım yemek yemek, çünkü bizim için öyleydi. Her vaktimizi bir şeyler tadarak geçirdik. Özellikle kahvaltı ve deniz sonrası…
Kesinlikle kahvaltı sonranızın bir gününü Rıhtım Cafe’ye ayırın orada denize bakan şezlonglarına oturarak Türk kahvesi yudumlayın. Türk kahvesinin fiyatı: 10TL. 





Sanatsever biriyseniz Art Lisa Cafe’ye muhakkak uğrayın özellikle içinde yer alan tablolara bayılacaksınız ve salkım ağacının altında kahve veya seviyorsanız meşhur şaraplarından yudumlayın. Adını çok duyduk faka tatmadık, tercihiniz şarap olursa memnun kalacağınızdan eminim.
Ada halkının en çok tercihi ettiği yer Çınaraltı Kahvesi özellikle patlıcanlı böreği ile meşhur gitmişken çayın yanında tadın derim. Bu mekanda filmde en çok yer alan işletmelerden biri. Ada' nın tam ortasında yer alıyor, her sokak bu ağaca çıkıyor. 




Bozcaada’da en çok merak ettiğim benim için Maya’dan sonra Bakkal’dı. Renkli masa ve sandalyeleri ile enerjik bir mekan Bakkal Restaurant. Menüsünde balık olmayan bir yer olması da ilginç. Bu beni deniz ürünü pekte seven biri olmadığımdan çok mutlu etti açıkçası. Doyurucu sandviçleri ve makarnaları sizlere yemek için alternatif olabilir biz orada bir tatlı molası verdik. Dondurmalı limonlu haşhaşlı kek ile kahve keyfi yaptık. Ve en ilgi çekici yeri ise; oldukça hesaplı, öğrenci ve cep dostu denilecek cinsten. 


Bakkal kadar renkli ikinci mekan ise Çiçek Pastanesi buranın kurabiyeleri ve dondurması meşhur. Ada'nın en eski işletmesi. İçinden denediklerim damla sakızlı muhallebi, profiterol, supangle bademli, sade, kakaolu ve Hindistan cevizli kurabiyeleri.

Akşam Lezzetleri

Akşam yemeği bizim için keyif ve sohbet yemeği 3 gün kaldığımız için 2 günü doya doya yemek yedik. Bozcaada’da her restaurant’ın kendine özgü bir lezzeti var. Onun için değişik mekanlar tercih etmekten korkmayın. Biz bu iki gününde Sandal ve Battı Balık’da yemek yedik.

İlk Gece Sandal'daydık. 




İçki değil de meze sever çiftler olarak masamızı meze ağırlıklı donattık.  Elmalı semiz otu, sarma, kalamar, kabak çiçeği dolması (kesinlikle isteyin) ve Sandal’a özgü karışık mezesi (bu da tavsiyem) balık içinde tavsiye üzerine şişe takılı bir balık yedik adını unutmasaydım çok güzel olacaktı. Ve yanında kırmızı üzüm hoşafları. Fiyatları makul kalabalık giderseniz daha da uygun bir hesap bile ödeyebilirsiniz.  Biz kişi başı: 50TL ödedik.
Sandal’ın şef ustası masamızı ziyaret edip sohbet etti. Bütün lezzetler onun elinden çıkıyor. Balıktan mezeye kadar, kendisi eskiden İstanbul’da Günay Restaurant’ta aşçılık yapmış. Hoş sphbet, hoş tatlat, nostalji müzikler, eşsiz dostluklar. ENFES!


İkinci gece BATTI BALIK'TAYDIK.
EVET EVET!
Duyar gibiyim sizi. Filmde bulunan asıl Restaurant burası! Doğru bildiniz. 





 Dediğim buranın ismini Bir Eylül Meselesi filminden duymuş olabilirsiniz. Mekan oldukça büyük bir alanı kaplıyor hatta Bozcaada restaurantları içinde en fazla masaya sahip bile olabilir.  Mezelerinden size tavsiye edebileceğim börülcesi, portakallı levreği, kabak çiçeği dolması. Balık tercihimiz istavritti yanında da ahtapot söyledik ama ahtapotları görüntüsü kadar güzel değildi. Ben hiç yemedim, görüntü güzel olsa da gerçi yiyeceğim bir deniz canlısı üzgünüm ki değil :ı  Burada da ortaya 4 meze, salata, 2 deniz ürünü, ortaya 1,5 balık ve üzüm suyu söyledik. Kişi başı: 57 TL hesap ödedik.

EN ÖNEMLİSİ İSE: KONAKLAMA

ALOHA BUTİK OTEL:

Çok geniş araştırmalarım sonucu en güzel seçimimi sona sakladım. Dostlarımla gittiğim bu tatilde konaklamayı bana bırakmalarını söylediğimden oldukça tereddüt içindeydim aslında fakat burası bekledğimin de oldukça üzerindeydi. Aloha Otel, kasaba merkezindeki özel konumuyla dikkat çekiyordu zaten. Kale arkasında, kayalar üzerine öyle bir kurulmuş ki sanki karşı taraf ve kale ayaklarınızın altında. Dolayısıyla gündüz ve gece etkileyici bir manzarası var. 






Aloha Otel, kasaba merkezindeki özel konumuyla dikkat çekiyor. Kale arkasında, kayalar üzerine öyle bir kurulmuş ki sanki karşı taraf ve kale ayaklarınızın altında. Dolayısıyla gündüz ve gece etkileyici bir manzarası var. Ufak ve sevimli bir detay, Ipod kullananlar için kurulmuş müzik tesisatı. Ipod'unuzu sadece sisteme bağlamanız yeterli yüksek sesle dinlemek için. Gerçi otelin müzik arşivinin de sizi yeterince tatmin edeceğine eminim!


Sevimli ama benim için bu güzelliği tam tamamlamadan bir dönüş olan bu gezi sohbetimizden merak ettikleriniz, sormak istedikleriniz, ne? nerede? ne kadar? öğrenmek istiyorsanız mail atmanız yeterli zira ben tek tek işletme ücretlerine oldukça hakimim. Uzun ama benim için yad ettiren bir yazı oldu. Umarım memnun kalır ve sizde benim kadar görmeden seversiniz. 

Ne demiş Herodot: "Tanrı insanları uzun ömürlü olsun diye Bozcaada'yı yarattı." 



SEVGİLERLE...

























0 Yorum:

Yorum Gönder

© Gülşah'ın Güncesi, AllRightsReserved.

Designed by GülsahAktas'16